✅️Bir şahıs, Harem-i Şerîfin
kapısında, Ey doğrulara yardım eden, haramlardan kaçınanları koruyan Allâhım!..
diyerek hep aynı duâyı okuyordu. Ona, Sen başka duâ bilmez misin? dediler. O
şöyle açıkladı, bu duâyı tekrar etme sebebini:
✅️Ben Beyt-i Şerîfi tavâf
ederken ayağıma takılan bir şeyi eğilip aldım. Bir de baktım ki, içinde bin
altın bulunan bir kese. Şeytanımla îmânım mücâdeleye tutuştular. Bin altın çok
para, senin bütün ihtiyaçlarını karşılar dedi şeytanım. Îmânım ise, Bu haramdır,
boşuna saklama; sahibini bul, teslim et! dedi. Ben böyle mücâdele içinde iken,
birinin sesi duyuldu:
✅️Burada, içinde bin altınım bulunan kesem kaybolmuştur. Kim buldu ise getirsin,
ona otuz altın müjde vereyim!
Bin haramdan otuz helâl hayırlıdır,
diyerek keseyi sahibine teslim ettim. O da bana otuz altın verdi. Bunu alıp
bakırcılar çarşısında gezerken, bir Arap kölenin bu paraya satıldığını görünce,
hemen satın aldım. Bir müddet sonra bu kölenin yanına bir kısım Araplar gelip
gizlice konuşmaya başladılar. Köleden ne konuştuklarını sordum. Saklamayıp
aynen anlattı:
Ben Mağrip sultânının
oğluyum. Babam, Habeş melikiyle cenk edip savaşı kaybetti. Beni de esir alıp
buralarda sattılar. Babam bunları göndermiş, elli bin altın da vermiş ki, beni
satın alıp götürsünler. Sen bana çok iyilik ettin, kendi evlâdın gibi baktın.
Bundan dolayı memnun kaldım. Bunlar beni satın alacaklar; sakın az altına râzı
olma, elli bin altına sat beni.
✅️Dediği gibi oldu. Elli bin
altına sattım köleyi. Bu kadar büyük sermaye ile bir kısım mallar alıp Bağdata
gittim. Orada açtığım dükkânda mallarımı satıyordum. Bir tanıdığım gelip,
Meşhur bir tüccar dostum vefât etti, ay gibi güzel kızcağızı yalnız kaldı. Gel
bunu sana alalım dedi. Ben de kabul ettim. Kızın, çehiz olarak getirdiği
birtakım tabakların üzerinde içi altın dolu keseler vardı. Hepsinin üzerinde de
biner altın yazılı iken, birinde dokuz yüz yetmiş altın yazılı idi. Bunun
sebebini sorduğumda kızcağız dediki:
Babam bu keseyi Harem-i
Şerifte kaybetmiş. Bulan bir helâlzâde keseyi iâde edince, otuz altını ona
müjde olarak vermiş, ondan geriye kalanlardır bu kesedeki altınlar.
✅️Bunun üzerine ben Allâha
hamd ve şükürlerde bulundum; bunlar hep doğruluğun, iyiliğin bereketi, diyerek
hâdiseyi kızcağıza anlattım. Sürur ve saâdetimiz daha da perçinlenmiş oldu!..
(Nevâdir-i Süheylî, Sayfa: 280-81)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.